Tüm bireylerin, sabah ve akşam olmak üzere günde en az 2 kez yumuşak bir diş fırçasıyla dişlerini 3'er dakika fırçalamalarının gerektiğini ifade eden Kazak, "Ayrıca dişler fırçalandıktan sonra diş ipi ile dişlerin araları temizlenmeli ve işlem sonrası ağız su ile çalkalanmalı. Diş ipi, dişler arasına yerleştirilirken diş etine fazla bastırılmamalı. Eğer daha önce hiç diş ipi kullanılmadıysa, kullanımdan sonraki ilk günlerde diş etlerinde ağrı hissedilebilir. Diyabetli hastalar, tükürüklerindeki şeker nedeniyle ağızda mantar enfeksiyonlarına açıktır. Bu sorunun en basit şekli, dudakların birleşim yerinde çatlak ve kızarıklar halinde kendisini belli etmektedir. Sigara kullanımı ve takılıp çıkartılabilen protezlerin bütün gün ağızda taşınması, mantar gelişimini daha da hızlandırmaktadır. Diyabetli hastalar diş hekimine gitmeden bir gün önce mutlaka açlık kan şekeri seviyelerini ölçtürmeli ve bu bilgiyi diş hekimine bildirmelidir. Kontrolsüz diyabette ve yüksek kan şekeri seviyesinde yara iyileşmesi geciktiğinden, iltihaplanmalar şiddetlenerek ağrıya sebep olabilir. Herhangi bir cerrahi müdahaleden önce hastanın kan şekeri seviyesinin 180 mg/dl'nin altında olması gerekir. Bu seviyenin üzerinde olan hastalarda ancak acil enfeksiyon müdahalesi yapılması gereklidir. Bunun dışındaki diğer tüm tedavilerin kan şekeri seviyesi düşürülene kadar ertelenmesi lazım" diye konuştu.
Ayrıca diyabetli hastalara diş müdahalesi için en uygun zamanın kahvaltıdan sonraki sabah saatleri olduğunu kaydeden Kazak, yapılan tedavinin, hastanın beslenme düzenini ve ilaç kullanım saatlerini aksatmaması gerektiğini vurguladı ve bazı geniş cerrahi müdahalelerde, hastanın hekimi ile görüşülerek hem beslenmede hem de ilaçların dozunda değişiklik yapılabileceğini sözlerine ekledi.